MENÜ
Erzurum 12°
Yeni Erzurum
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Nenehatun heykeli tartışma konusu oldu
Kültür-Sanat
11 Mayıs 2017 Perşembe 10:00

Nenehatun heykeli tartışma konusu oldu

Tarihe adını kahramanlığıyla yazdıran Nene Hatun’un heykeli tartışmaya neden oldu
Tarihte 93 Harbi olarak anılan 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı sırasında, Erzurum'daki Aziziye Tabyasının savunulmasında kahramanca mücadele eden Nene Hatun’u yanlış simgelediği ileri sürülen heykel tartışma konusu oldu.
Erzurum ve civarındaki Osmanlı-Rus savaşları ile Erzurum Tabyaları, şehitlikleri üzerine araştırmalar yapıp projeler yürüten ATAK Başkanı Çetin Bayram, tabyalarda bulunan heykelin Nene Hatun'u yanlış yansıttığı belirtti. Tarihe yazılan kaynaklarda Nene Hatun’un, o sıralarda 20 yaşlarında genç bir gelin olduğunu ve çocuğunu evde bırakarak Aziziye Tabyasının savunulmasına eline aldığı pala ile koştuğunu ifade eden Bayram, "Bugün burada baktığımız heykelde ise çocuk sırtında ve elinde tüfek var. Tüfek sol elinde bulunuyor. Sol elde tüfeği kaldırmak teslimiyet demektir. Bu heykel zamanında iyi niyetle yaptırılmış. Lakin yanlış olmuş. Bu heykel çok basit iki üç günlük işlemlerle düzeltilebilir ve doğrusu yapılabilir. Sol elde tüfek teslimiyet. Tarihe adını kahramanlıkla yazdırmış olan Nene Hatun heykelinde tüfek yerine pala olmalı ve çocuk sırtında olmamalı" dedi.
Çetin Bayram, Osmanlı-Rus Savaşı sırasında Erzurum halkının koşarak ordusunun yanına vatanı müdafaa için gittiklerini ifade ederek, şöyle konuştu:
"Nene Hatun ve Erzurum halkı ordusunun yardımına koşarak, hem Aziziye Tabyasını hem de orduyu kurtarmıştır. Bunun tarihte eşi, benzeri yok. Bulunduğumuz alanda geçmiş dönemde iyi niyetle yapılan bir heykel var. Bu heykel Nene Hatun’u tasvir ettiği söylenmekte. Fakat heykelde detay yanlışlıkları var. Bilindiği üzere savaşta elleri kaldırıp tüfeği sol ele almak teslim oluyorum anlamına gelir. Nene Hatun olduğu iddia edilen heykelde sırtında çocuk bulunmaktadır. Nene Hatun savaş esnasında, o gün buradaki Aziziye baskınını Ayaz Paşa Camii imamı Hoca Abdullah Efendi çıkıp minarelerden bağırdığında yavrusunu evinde son kez emzirip 'Türk evladı anasız kalabilir ama vatansız kalamaz' diyerek satırını alıp Aziziye Tabyalarına Erzurum halkıyla beraber koşmuştur. Burada detay da Nene Hatun olduğu söylenilen heykelin sırtında çocuk bulunmakta. Bu da bir yanlıştır. Elinde silah yerine satır olması gerekiyor. Bu heykelde yanlışlıklar var. Bu heykelin düzeltilebilmesi günümüzde mümkün. İlgili birimler bununla ilgili bir detay çalışması yapabilirler. Bu yanlışlıklar düzeltilip kaldırıldıktan sonra bu heykel o zaman gerçekten Türk kadınının kahramanlık simgesi olan Nene Hatun’a dönüşmüş olacaktır."

Nene Hatun (1857 - 1955)
Erzurum'da doğdu, 98 yıl Erzurum'da yaşadıktan sonra yine Erzurum'da, zatürre hastalığından vefat etti. Ölümünden üç ay önce Türk Kadınlar Birliği tarafından yılın annesi seçilmişti.
Tarihimizde 93 Harbi olarak anılan 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı sırasında, Erzurum'daki Aziziye Tabyasının savunulmasında kahramanca çalıştı. Adını bu şekilde tarihe yazdırdı. Mücadeleye, küçük yaştaki oğlunu ve kızını evde bırakarak katılmıştı. O sıralarda 20 yaşlarında genç bir gelindi.
7 Kasım 1877 gününün gece yarısında, bölge halkından olan Osmanlı vatandaşı Ermeni çeteleri Erzurum'un Aziziye Tabyasına girmeyi başarmışlardı. Tabyayı koruyan Türk askerlerini öldürdüler. Arkadan gelen Rus askerleri, hiçbir mukavemetle karşılaşmaksızın tabyayı ele geçirdiler. Baskından yaralı olarak kurtulmayı başaran bir er, şehir merkezine ulaşıp kara haberi Erzurumlulara ulaştırdı. Sabah ezanından hemen sonra minarelerden şehir halkına duyuru yapıldı. "Moskof askeri Aziziye Tabyasını ele geçirdi." Bu haber, Erzurum halkı tarafından, vatan savunması için emir telakki edildi. Silahı olan silahını, olmayanlar balta, tırpan, kazma, kürek, sopa ve taşları ellerine alarak Tabya'ya doğru koşmaya başladı. Kadın-erkek tüm Erzurum halkı yollara döküldü. Koşanlar arasında, erkeği cephede çarpışan bir taze gelin de vardı. Ağabeyi bir gün önce cepheden yaralı olarak gelmiş ve kollarında can vermişti. Üç aylık bebeğini emzirmiş, "Seni bana Allah verdi. Ben de O'na emanet ediyorum." diyerek vedalaştıktan sonra birkaç saat önce ölen ağabeyinin kasaturasını alarak sokağa fırlamıştı.
Erzurumlular, ölüme gittiklerini bildikleri halde, Aziziye Tabyasına doğru koşuyordu. Tabyaya yerleşmiş olan Rus askerleri, gelenlere yaylım ateşi açtı. Ön sıradakiler o anda şehit oldular. Arkadakiler, geri çekilmek yerine daha bir kararlı ve hızlı olarak ileri atıldılar. Demir kapılar kırılıp içeri girildi. Boğaz boğaza bir savaş başladı. Mükemmel silahlarla donanmış Moskof ordusu, baltalı - tırpanlı, taşlı - sopalı eğitimsiz halk karşısında ancak yarım saat tutunabildi. 2300 Moskof öldürülüp, Tabya geri alındı. Türkler, 1000 kadar şehit vermişlerdi.
Hemen yaralıların tedavisine başlandı. Nene Hatun da yaralılar arasındaydı. Fakat o yarasına aldırmıyor, evindeki bebeğini unutmuş, diğer yaralıların kanını durdurabilmek, yaralarını sarmak için çırpınıyordu. Nene Hatun böyle bir ortamda tanındı ve saygı ile sevildi.
Onun, vatan için gece başlayan mücadelesi, tüm düşman Erzurum'dan kovuluncaya kadar devam etti. Erzurum'un her karış toprağında cephane taşıyarak, yaralılara hemşirelik yaparak, yemek pişirerek, su dağıtarak, hizmetten hizmete koşarak destanlaştı. Gazi Ahmet Muhtar Paşa'nın zaferinde Nene Hatun'un ve onun vatan aşkını paylaşan sivil insanların da payı vardı.
Savaştan sonra da Nene Hatun, destan kahramanlarına yaraşır bir asaletle yaşadı. Kendisini ziyaret eden NATO'da görevli Amerikalı subayın bir sorusuna: "O zaman vazifemi yapmıştım. Bu gün de ilerlemiş yaşıma rağmen aynı hizmeti, daha mükemmeliyle yapacak güç ve heyecana sahibim." cevabını vermişti.
Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 Hüsamettin ŞENER
 11 Mayıs 2017 Perşembe 23:04
Hüsamettin Şener 2 Mayıs, 09:27 · *Erzincanlı Şeyh Fehmi Efendi Müritleri ile Yaptığı saldırı ve savunma savaşları ile bu bölgede 2 (iki)rus ordusunu İmha ediyor. Daha çok bunlaradn bulursunuz o bölgelerde. Erzurum vali yardımcısı Erzincanlı olunca. Şeyhine haber Gönderiyor1878 yılında ruslar erzuruma saldırınca.. Şeyhim ordumuzun durumu iyi değil. Acele bulabildiğin kadar Bileğine ,Yüreğine kip Yiğitlerle acele Erzuruma gel. Yüzbaşılıkdan Ayrılmış Şeyh Fehmi efendi Müritleri ile süvari olarak 3 . gün erzuruma varıyor. Akşam olmak üzere Türk ordusu dağınık şekilde çekiliyor. rus tümenleri sıralar halinde ilerliyor. Rus topcusuda durmadan ateş ediyor. Hemen Müritlerine Emir veriyor. şu gelen Tümenler önümüze geldiği vakit hiç ses çıkartmadan saldıracağız. Palalarınız,kılıçlarınızı,baltalarınızı,satırlarınızı,dehrelerinizi elinize alın. Silahlarınızı ateşe hazır halde yanınızda bulundurun. Rus tümenlerini İmha ettikten sonra. Sağ kalanlarımız Rus topcu birliğini imha edecek .rus komutanlarını topların namlularına bağlayarak tolarla birlikte Ahmet Muhtar paşaya götüreceğiz. Diyerek Müritlerini düzene kor. 1.rus tümeni önlerine gelince işaret verir kısa zamanda birinci rus tümeni imha edilir.2. rus tümenide kısa zamanda imha edilir. 3. rus tümenine saldırırlar. o tümende sonlarına doğru imha edilirken bazıları heyacanlanıp coşunca ALLAH ALLAH diye saldırınca son kısımdai rus askerleri kaçar. Hemen Topcu birliğine saldırı başlatırlar. Akşam karanlığında neye uğradığını şaşıran rus topcu birliğide kısa zamanda imha edilir. Subayları Topların namlularına bağlanıp. Ahmet Muhtar Paşaya Götürülür. Şeyh Fehmi efendi Paşam rus ordusunu İMHA ettim Askerini Topla karşı hücuma kalkalım. Ahmet Muhtar paşa bu sessizliğin sebebini ancak o zaman anlar. Emir subayı Mehmet ARİF beye Git bak diye emir verir. Bir saat sonra Dönen Emir subayı Paşam rus ordusu tamamen imha edilmiş hiç sağ yok. Deyince o zaman gerçekte rus ordusunun imha edildiğini anlamış. Padişah bana Askerini en az zaiatla geri çek emrini verdi deyince. Kendi müritleri ile Karşı hücuma kalkar. rusya içlerine girer. Bir bir buşuk ay buralarda rusları perişan eder. Moskovaya Haber uçururlar rus ordusu tamamen imha edildi diye. Hemen hazırlıklara başlarlar İkinci bir ordu için. O orduyuda ilerlerken büyük hezimetlere uğratır. Erzuruma gelip Ahmet Muhtar paşaya Öyle bir Görev verki Bir daha Görev vermeniz gerek kalmasın der. Şu gelen rus ordusunu 1 saat oyala askerimi geri çekeyim der. Hemen siperler kazılır rus öncü birlikleri gelince şiddetli ateş karşısında büyük kayıplar vererek kaçarlar. o gün 6 sefer topcu bombardımanı sonucu yapılan bütün saldırılarında rus ordusu püskürtülür. Mehmet Arif beyin Hatıralarında Gecenin zifri karanlığında hala uzaklardan ALLAH ALLAH sesleri geliyordu. Rus ordusu bu kahramanların savunma hatlarının önünde yok olup gidiyordu.
Benzer Haberler
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   Künye
Copyright © 2025 Yeni Erzurum